Eşdeğerlik Doktrini Artık Birleşik Patent Mahkemesi (UPC) İçtihadında
1 Haziran 2023’te yürürlüğe giren Üniter Patent sistemiyle (Unitary Patent) birlikte çalışmaya başlayan Birleşik Patent Mahkemesi (Unified Patent Court, UPC), eşdeğerlik ilkesine ilişkin ilk kararını 2024 sonunda verdi.
Karar, lafzı (literal) ihlalin olmadığı bir durumda eşdeğer unsurlar üzerinden patent ihlalinin gerçekleştiğine hükmederek bu alandaki ilk içtihadı oluşturduğundan oldukça önemli.
Üniter Patent (Unitary Patent) ve Birleşik Patent Mahkemesi (Unified Patent Court, UPC) Nedir?
Avrupa’da patent koruması, merkezi bir başvuru sistemine rağmen oldukça parçalı bir yapıya sahiptir. Avrupa Patent Ofisi’nden (EPO) alınan bir patent, tescil sonrası sadece başvuru yapılan ülkelerde geçerli hale gelmekte; her ülke için ayrı ayrı tescil (validasyon) işlemleri gerekmektedir.
2023 yılında yürürlüğe giren Üniter Patent sistemi, bu süreci basitleştirerek EPO tarafından verilen patentin, katılımcı AB ülkelerinde tek bir “üniter” patent olarak geçerli olmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, Üniter Patent sistemi zorunlu olmamakta; başvuru sahipleri istemeleri hâlinde, geleneksel Avrupa patenti sisteminde olduğu gibi her ülkede ayrı ayrı validasyon sürecini izleyebilmektedirler.
Bu sistemle birlikte hayata geçirilen Unified Patent Court (UPC) ise, hem Üniter Patentler hem de geleneksel Avrupa patentleri için yetkili ortak bir mahkeme olarak görev yapıyor. Böylece patent ihlali veya geçersizlik gibi davalar artık her ülkenin ulusal mahkemelerinde ayrı ayrı görülmek yerine, merkezi bir yapıda ele alınmaktadır.
Eşdeğerlik Doktrini Nedir?
Eşdeğerlik doktrini, buluşların yalnızca kelimesi kelimesine değil, özü itibarıyla da korunmasını amaçlayan temel bir patent hukuku ilkesidir. Bu sayede, bir patentin sadece küçük ve önemsiz değişikliklerle etkisiz hâle getirilmesi önlenir ve buluş sahibine hak ettiği kapsamlı koruma sağlanır.
Eşdeğerlik değerlendirmesi genel olarak üç temel soru üzerinden yapılır:
- İlgili ürün veya süreç, patentin talep edilen unsuru ile aynı işlevi mi yerine getiriyor?
- Aynı işlevi, aynı şekilde mi yerine getiriyor?
- Ve aynı sonucu mu elde ediyor?
Türk mevzuatında, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 89. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, eşdeğerlik değerlendirmesinde yukarıda belirtilen üç temel sorunun dikkate alınması gerektiği belirtilmektedir. Avrupa Patent Ofisi uygulamasında ise, eşdeğer unsurların değerlendirilmesinde, unsurların farklı somut yapılara sahip olsalar dahi aynı temel fikri uygulayarak aynı işlevi yerine getirip benzer teknik sonuçlara ulaşmaları esas alınmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde de eşdeğerlik doktrini, MPEP 2186 “Relationship to the Doctrine of Equivalents” başlığı altında, yine function–way–result temelinde değerlendirilmektedir.
Genel olarak bu yaklaşım her üç sistemde benzer olmakla birlikte, her ülkenin mevzuatında bu kriterlerin nasıl uygulandığı farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle, UPC’nin verdiği kararlar somut veri elde etmek açısından oldukça önemlidir, çünkü bu kararlar özellikle Avrupa’da eşdeğerlik doktrininin uygulanışı hakkında daha net bilgiler sağlayacaktır.
UPC Kararı: Plant-e v. Bioo (22 Kasım 2024)
Lahey’deki UPC yerel dairesinde, Plant-e B.V. ile Arkyne Technologies S.L. (Bioo) arasında görülmüştür.
Uyuşmazlık Konusu:
Plant-e’nin patentine (EP2137782) konu olan sistem, bitki-mikrobiyal yakıt hücresi (P-MFC) teknolojisiyle canlı bitkilerin kök bölgesindeki mikroorganizmalar aracılığıyla elektrik üretimi sağlamaktadır. Bioo ise kendi geliştirdiği cihazların canlı bitki içermediğini ve bununla birlikte sadece toprak bazlı çalıştığını savunarak ihlal iddiasını reddetmiştir.
Koruma Kapsamının Belirlenmesinde İzlenen İki Aşamalı Yöntem:
UPC, ihlal durumunda patentin koruma kapsamını iki adımda değerlendirmiştir:
- Literal (lafzı) ihlal analizi: Öncelikle, istemlerin yorumlanmasıyla patentin birebir ihlal edilip edilmediği tespit edilir.
- Eşdeğerlik analizi: Lafzi ihlal bulunmuyorsa, teknik unsurların eşdeğer olup olmadığı değerlendirilir.
Birleşik Patent Mahkemesi’ne Göre Eşdeğerlik Testi: Dört Aşamalı Yaklaşım
UPC kararı, eşdeğerlik ilkesini değerlendirirken dört ana adım üzerinden gitmiştir. Bu adımlar, patentin yalnızca literal ihlaline bakmakla kalmayıp, aynı zamanda teknolojik eşdeğerlik ve hukuki güvenlik gibi daha geniş kavramları da göz önünde bulundurur.
- Teknik Eşdeğerlik (Technical Equivalence):
İlk aşamada, ihlali iddia edilen unsurun, patentte tanımlanan teknik çözümle esasen aynı problemi çözüp çözmediği ve benzer bir teknik işlevi yerine getirip getirmediği değerlendirilir. Burada sorulan temel soru şudur:
- Varyasyon, aynı problemi çözüyor ve aynı işlevi yerine getiriyor mu?
Mahkeme, Bioo’nun ürünlerinin, köklerin anoda doğrudan temas etmediği bir yapı sunsa da, mikrobiyal oksidasyon yoluyla elektrik üretimi işlevini yerine getirdiğini tespit etmiştir. Bu nedenle, sistemin aynı teknik problemi aynı işlevle çözdüğü ve aynı etkiyi sağladığı sonucuna varılmıştır. Mahkeme, bu bağlamda eşdeğerliğin, teknik katkının özüyle ilişkilendirilerek değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
- Adil Koruma (Fair Protection for the Patentee):
Bu aşamada, patent sahibine, buluşunun teknik katkısını yansıtan orantılı bir koruma sağlanıp sağlanmadığı değerlendirilir.
- Patent sahibi, katkı sağladığı teknik çözüm bakımından, varyasyonları da kapsayacak şekilde adil biçimde korunuyor mu?
Mahkeme, istemlerde “canlı bitki” unsurunun yer almasına rağmen, bunun teknik katkının yalnızca bir uygulama biçimi olduğunu ve esas katkının mikrobiyal oksidasyon yoluyla sürdürülebilir enerji üretimi olduğunu belirtmiştir. Bioo’nun çözümü bu temel katkıyı gerçekleştirdiğinden, eşdeğer unsurların korunması, patent sahibine adil koruma sağlanması açısından uygun bulunmuştur.
- Üçüncü Kişiler İçin Hukuki Güvence (Reasonable Legal Certainty for Third Parties):
Bu aşamada, patent kapsamının üçüncü kişilerce makul şekilde öngörülebilir olup olmadığı değerlendirilmiştir. Özellikle, teknikte uzman bir kişinin istemleri ve tarifnameyi okuyarak, patentin kapsamının yalnızca lafzi sınırlarla mı sınırlı olduğu yoksa daha geniş bir teknik katkıyı mı koruduğunu anlayabilmesi beklenir.
- Bir uzman kişi, patentin açıklamaları ve istemlerinden yola çıkarak, kapsamın yalnızca lafzi unsurlarla sınırlı kalmayıp teknik katkı ışığında genişletilebileceğini öngörebilir mi?
Mahkeme, teknikte uzman kişilerin, mikrobiyal yakıt hücresinin temel teknik katkısını anlayabileceğini ve bu katkının yalnızca bitkilerle sınırlı olmadığını kavrayabileceğini belirtmiştir. Dolayısıyla, istemde açıkça belirtilmese dahi, teknik katkı esas alınarak patent kapsamının genişletilebileceği öngörülebilir bulunmuştur. Bu değerlendirme, üçüncü kişilerin sadece kelime düzeyinde değil, teknik bilgiye dayalı bir öngörüyle hareket etmesini gerekli kılmaktadır.
- Yenilik ve Buluş Basamağı (Novelty and Inventive Step):
Son adımda, eşdeğer olarak değerlendirilen varyasyonun, önceki tekniğe göre yeni olup olmadığı ve buluş basamağı içerip içermediği incelenir.
- Eşdeğer varyasyon, önceki teknikle karşılaştırıldığında yenilikçi mi ve buluş basamağına sahip mi?
Mahkeme, Bioo’nun varyasyonunun yalnızca bilinen tekniklerin sıradan bir uygulanışı olmadığını, aksine yeni bir teknik çözüm sunduğunu ve bu yönüyle buluş basamağı taşıdığını değerlendirmiştir. Bu da, eşdeğerlik analizinin yalnızca işlev benzerliği ile sınırlı kalmayıp, teknik yenilik düzeyinin de dikkate alınması gerektiğini ortaya koyar.
Sonuç
Lahey’deki UPC yerel dairesinin Plant-e v. Bioo kararında ortaya koyduğu dört aşamalı eşdeğerlik testi, sadece lafzı ihlali değil, aynı zamanda eşdeğerlilik yoluyla gerçekleşebilecek ihlalleri de kapsayan çok boyutlu bir analiz çerçevesi sunmaktadır. Bu yapı sayesinde:
- Patent sahiplerine, yalnızca istemlerin kelime düzeyindeki ifadeleriyle sınırlı olmayan, teknik katkı odaklı adil ve geniş kapsamlı bir koruma sağlanmakta;
- Üçüncü kişiler açısından hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleri korunmakta;
- Eşdeğer unsurların değerlendirilmesinde teknik katkı ve yenilikçilik boyutları dikkate alınarak sıradan varyasyonların korunma dışında kalması sağlanmaktadır.
Mahkemenin uyguladığı bu yöntem, doktrinsel olarak 27 Ekim 2020 tarihli Eli Lilly v. Fresenius Kabi davasında Lahey Temyiz Mahkemesi’nin benimsediği “Dutch Test” ile birebir örtüşmektedir.
Karar, UPC açısından eşdeğerlik doktrininin ilk sistematik içtihadı niteliğindedir ve hem istem hazırlama hem de ihlal analizlerinde, patentin koruma kapsamı belirlenirken eşdeğer unsurların dikkate alınmasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu yönüyle Plant-e v. Bioo kararı, sadece teknik bir uyuşmazlığın çözümünden ibaret değil; aynı zamanda Avrupa patent hukukunun geleceği açısından yol gösterici olmuştur.
İlgili Kaynaklar:
- https://www.epo.org/en/applying/european/unitary
- UPC Karar Metni (PDF)
- https://www.jonesday.com/en/insights/2024/12/upc-sets-precedent-with-ruling-on-equivalent-infringement
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6769&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
Aykan Seper
Patent Vekili
Makine Mühendisi