Endüstri 4.0 uygulaması ile gün geçtikçe önem kazanmaya başlayan dijital dönüşümün geleceği tartışıldı. BUSİAD Evi’nde gerçekleştirilen ‘Üretimde Dijital Dönüşüm Fonlama ve Fikri Haklar’ panelinde konuşan uzmanlar, sanayiciler ve KOBİ’ler için dijital dönüşümün önemini anlattı.

Çok sayıda Bursalı sanayi temsilcisinin ilgi gösterdiği panele UPB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya, İletişim Yazılım Genel Müdürü Selçuk Şen ve Sistem Global Danışmanlık Bursa Bölge Koordinatörü Nursel Üstündağ konuşmacı olarak yer aldı.

Programın açılış konuşmasını yapan İletişim Yazılım Genel Müdürü Selçuk Şen, üretimin ve süreçlerin dijitalleşmesini aktardı. Şen, “Türkiye’de dijital dönüşümün hangi seviyede olduğunu görmek için; TÜBİTAK tarafından yapılan bir araştırmaya baktığımızda Türkiye’deki üretici firmaların “Akıllı Üretim Sistemlerinde Farkındalık ve Dijital Teknolojilerde Bilinirlik” konusunda sadece %22’sinin tam bir bilgiye sahip olduğunu görüyoruz. Farkındalığı en yüksek 3 sektör: Elektronik, Yazılım ve Malzeme (kauçuk ve plastik) sektörleridir. Firmaların sadece %50’sinin önümüzdeki 3 – 5 yıl içerisinde ilgili teknolojiler için stratejik planları bulunuyor. Yine TÜBİTAK verilerine baktığımızda sanayimizin dijital olgunluk seviyesi ise Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında olduğumuz görülmektedir” şeklinde konuştu.

ENDÜSTRİ 4.0 STANDARTLARINA ADAPTE OLMAK ŞART!

Dünyanın önemli ekonomilerine sahip ülkeler tarafından bugün yoğun olarak kullanılan, verimliliği artıran ve esnek üretime olanak sağlayan bilişim teknolojilerinin öneminin her geçen gün arttığına vurgu yapan Şen, “Şirketlerin yaşam gücünü ve rekabet kabiliyetini artıran son teknolojilerle donatılmış fabrikalar, rekabette bir adım öne geçmeyi başarırken, verdiği hizmetleri ve varlıklarını da geleceğe taşıyor. Endüstri 4.0, nesnelerin interneti, big data gibi kavramların ön plana çıktığı günümüzde üretim sahalarının değişimi ve gelişimi de bu noktada önem arz ediyor. Özellikle ülke ekonomimizin dinamosu görevini üstlenen imalat sanayisinin bu sürece hızla adapte olması gerekiyor. Sektörel ve uluslararası rekabette geri kalmak istemeyen firmaların Endüstri 4.0 standartlarına kolayca adapte olmaları için uygun altyapıyı sağlamaları gerekmektedir” dedi.

BAKANLIK DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ DESTEKLİYOR

Sistem Global Danışmanlık A.Ş. Bursa Bölge Koordinatörü Nursel Üstündağ ise konuşmasında bakanlığın 2016 yılından itibaren Ar-Ge’ye odaklı bir anlayış geliştirdiğine işaret etti. 160 civarı olan Ar-Ge Merkezi’nin 2018 yılı itibariyle 1000’e ulaştığını söyleyen Nursel Üstündağ; “Tasarım merkezleri ile birlikte bu sayı 1200’ü buldu. 2019 yılında ise 1750 olmaları hedefleniyor. Şahsen bu sayıya ulaşılabileceğine inanıyorum. Yapılan tüm girişimler, destekler ve çalışmalar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge’ye, teknolojiye ve dolayısıyla da aslında özel odak alanlarından birisi olan dijital dönüşüme önem verdiğini gösteriyor. Tedarikçiler ve kullanıcılar ilk destek verilen kurumlar oldu. Bakanlığın, tedarikçiler boyutunda özellikle yerlileşme, millileşme, ulusal hizmet ve üretim odak noktası haline geldi. Dijital dönüşümü sağlayan firmalarım benim ulusal firmalarım olsun istiyor. Dijital dönüşüm konusunda firmaların eksiklerinin tamamlanması için ciddi destekler veriyor. İkinci etapta ise bu firmaların çıktısı olan ürünlerin üretici firmalar tarafından alınarak Endüstri 4.0’ın hızlı bir şekilde başlaması için uğraş veriyor” diye konuştu.

FİKRİ HAKLAR MİLLİ BEKA MESELESİDİR

Programın son konuşmacısı ise Uluslararası Patent Birliği (UPB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Erdem Kaya Patent Genel Müdürü Erdem Kaya oldu. Fikri Haklar, dijital dönüşümün alt bileşenleri ve sonuçları hakkında bilgiler veren Erdem Kaya, ülkenin kalkınması için sadece alın teri dökülmesinin yeterli olmayacağını vurguladı. Türkiye’nin ‘akıl teri’ dökülerek büyüyebileceğine işaret eden Kaya; “Akıl teri dökmeden orta gelir tuzağını aşma şansımız yok. Fikri haklar ve akıl teri bir milli beka meselesidir. 2000’li yıllardan bugüne kadar alın teri dökerek büyüdük. Ancak müreffeh bir ülke olabilmek için artık büyümenin ötesinde bir azim ile kalkınmak için çalışmamız gerekiyor. Milli bekamız olarak gördüğüm bu vizyon için daha çok teknoloji üretmeliyiz. Ürettiğimiz teknolojiyi ise Fikri Mülkiyet mekanizmasıyla koruma altına almalıyız. Koruma altına almadığımız her teknolojimiz, kısıtlı imkanlarla ortaya koyduğumuz akıl terinin boşa gitmesi anlamına gelecektir. Bilinçli bir şekilde, rekabetçi olarak güçlü bir ekonomi oluşturabiliriz. Güçlü ekonomi ile daha güçlü Ar-Ge yapma şansımız ortaya çıkar” şeklinde konuştu.
Program, soru cevap ile tamamlandı.