2021 YILINA PATENT GÖZÜYLE BİR BAKIŞ

Dünya olarak pandeminin ve ekonomik dalgalanmaların gölgesinde bir 2021 geçirdik. Peki bu durum ülkemizin sınai mülkiyet aktivitesini ve insanların bu konuya bakışını acaba nasıl etkiledi? İsterseniz gelin hep birlikte 2021 yılını patent ve faydalı modeller özelinde hem istatistiksel açıdan hem de sahada neler olduğu noktasında değerlendirelim.

TÜRKPATENT’in açıkladığı istatistikler üzerinden başlarsak, 2021 yılında yerli hak sahipleri tarafından geçen yıla oranla %2,91’lik bir artışla toplamda 8071 patent başvurusu yapılmış gözüküyor. 2020 öncesinde bazı yıllarda %20 ve üzeri artış oranlarının gerçekleştiği düşünüldüğünde artış hızımızda bir azalma olduğu aşikar. Ancak genellikle daha mütevazi buluşlar için tercih edilen faydalı modeller tarafında tablo biraz farklı. 2021 yılında 4418 adet faydalı model başvuru yapılmış ve burada bir önceki yıla oranla %23,51’lik bir artış söz konusu. Patent ve faydalı model sayılarına toplam olarak baktığımızda da ise 2021’de 2020’nün başvuru sayılarına göre yaklaşık %13’lük bir artışın olduğu gözüküyor. Yabancı hak sahipleri ise 2021’de Türkiye’deki toplamda 9127 patent başvurusu yapmış ve bu rakam 2020’nin %13,12 altında gözüküyor. Bu tarafta 2020’de başlayan azalma trendi bu yıl da devam ediyor.

Faydalı modelleri de dahil edersek, özellikle son iki yıldır yerli hak sahiplerince ülkemizde yapılan patent-faydalı model başvurularının sayısı yabancı tarafta yaşanan düşüşle de beraber yabancıların önüne geçmiş durumda. 1995’de ülkemizdeki yabancı patent sayısının yerli başvuruların 10 katının da üzerinde olduğu düşünüldüğünde kendi ülkemizde patent aktivitesi noktasında yabancılara baskın hale geldiğimizi söyleyebilirim. Bu veriye fırsat açısından bakarsak, böyle giderse yenilikçi teknolojileri iç pazarda hayata geçirme noktasında faaliyet serbestliğimiz daha da artacaktır. Tehdit açısından bakarsak, bu sayıların azalmaya devam etmesi durumunda yabancıların ülkemiz pazarına duyduğu ilgilerinin giderek azaldığı sonucunu çıkarabiliriz.

Yapılan başvuruların patent sınıflarına baktığımızda ise yerli başvurularda sağlık bilimleri alanı birinci, elektronik ve bilgi teknolojileri alanı ikinci ve makine ve üretim teknolojileri alanı ise üçüncü sırada yer alırken yabancı başvurularda ise yine sağlık bilimleri alanı birinci, kimya-metalürji alanı ikinci ve yine makine ve üretim teknolojileri alanı üçüncü sırada yer alıyor.

Peki sahada neler oluyor? 20 yılı geçkin süredir fikri mülkiyet alanında çalışan biri olarak, ülkemizdeki fikri mülkiyet farkındalığının belli bir noktaya geldiğini, artık yavaş yavaş kantiteden kaliteye geçişin başladığını söylemek mümkün. Şu anda sahada “bu enstrümanlardan daha etkin nasıl faydalanırız”  konusu her geçen gün fazla kişi tarafından dillendirilmekte. Bizim jargonumuzda “stratejik fikri mülkiyet yönetimi” olarak adlandırılan bu iş yapma şeklinde hak sahipleri teknik, pazar, finans, strateji ve hukuk gibi perspektiflerde ellerindeki ve hatta diğer kişilere ait fikri mülkiyet haklarından daha etkin nasıl faydalanacaklarının yöntemlerini araştırmakta ve yavaş yavaş organizasyonlarına bu kası kazandırmaya çalışmaktadır.  

Her ne kadar yukarıda bahsettiğim perspektiflerin altında gündemlenmesi gereken çok sayıda alt başlık olsa da konunun daha net anlaşılması için her bir perspektif için en azından aşağıdaki konuları bir örnek olarak verebilirim:

  • Teknik perspektifi için “patent verilerinden daha fazla nasıl iç görü elde ederiz” konusu,
  • Pazar perspektifi için “patent stratejimizi müşterinin beklentilerine göre nasıl uyarlarız” konusu,
  • Finans perspektifi için “patente dayalı vergi istisnalarından nasıl faydalanılırız” konusu,
  • Hukuk perspektifi için “başkalarının fikri mülkiyet haklarını ihlal etmeden teknolojimizi nasıl geliştirebiliriz” konusu ve
  • Strateji perspektifi için “fikri mülkiyet yönetimimizi şirketimizin ana stratejilerine hizmet eder hale nasıl getiririz” konusu

Yazımı burada sonlandırırken hepinize sağlıklı, huzurlu günler dilerim.